3 Nisan 2013 Çarşamba

Bizler İnandık Sizde İnanın

Galatasaray 2000-2001 sezonunda grupları geçip Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale çıkmıştı. Ve rakip süper kupadan sonra yeniden, tüm zamanların avrupa kupalarında en başarılı takımı Real Madrid oluyordu.
Bazen maçlardan önce rüyamda maçı görürüm. O maçı da görmüştüm. Ümit Davala gol atıyor ve 1-0 kazanıyorduk.
Maça üniversiteden tribün arkadaşım Mehmet Ulaş İPEK ile beraber gitmiştik. Biletleri Ulaş almıştı. Her zaman olduğu gibi Ali Samiyen yeni açık kapalı tarafındaydık. Maçtan hatırladığım liseli iki genç vardı ve daha sonra birisinin babası geldi maça. Çocuklar umutlu baba biraz temkinli ve umutsuzdu.
Maç başlıyor ve Galatasaray pozisyonlar buluyordu. Fakat duran toptan golü Helguera ile Real Madrid buluyordu. İlk yarı biterken Makelele farkı ikiye çıkartıyordu.
İyi oynadığımız pozisyonlar bulduğumuz ilk yarıda olmayacak iki gol yemiştik. Takım soyunma odasına giderken tribünlerden ‘’BİZLER İNANDIK SİZDE İNANIN’’ tezahüratı yükseldi.
İkinci yarının hemen başında Hasan Şaş’ın düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı Ümit Davala gole çeviriyor Galatasaray farkı bire indiriyordu. Hasan Şaş ile beraberlik golü geldi. Galatasaray’ın durmaya niyeti yoktu. Fatih Akyel’in kariyerinde Real Madrid maçlarının yeri başkadır. Fatih Akyel yine sağdan getirdiği topu Mario Jardel’e alda at dercesine ortalıyor ve Galatasaray öne geçiyor. O an statta öyle bir coşku vardı ki anlatmam mümkün değil ancak orada olan bilir. Tüm taraftar aynı anda zıplıyordu bunun etkisiyle kapalının ışıklarının sallandığını fark ettim. Daha sonra ışıkların bazıları söndüğü için maç bir süre durdu. Galatasaray atakları durmuyordu Jardel bir kez daha topu ağlara gönderiyor fakat ofsayt nedeniyle gol geçerli sayılmıyordu. Maç 3-2 Galatasaray galibiyetiyle sonuçlandı.
Rövanşta Popescu cezalıydı. İdeal kadrosundan önemli isimleri eksik Galatasaray maça iyi başladı mahkum oynamıyordu. Hücumu çıkarken Hasan Şaş’a yapılan faulü hakem vermiyor o top Raul ayağından Real Madrid golü oluyordu. Maçın kontrolü Real Madrid’e geçmişti. Helguera ilk maçtakine benzer bir golü kornerden atıyor fark ikiye çıkıyor. Raul kendisinin ikinci takımının üçüncü gölünü atıyor ve ilk yarı 3-0 sonuçlanıyordu. Galatasaray üç farkla yenilmesine rağmen son ana kadar maçı bırakmadı pozisyonlarda buldu ancak gole çeviremedi. O gün maç şansı Galatasaray’ın yanında değildi maalesef. Bir taraftar olarak gururluydum. İki seneden fazla bir süredir Galatasaray tüm hedeflerine ulaşmıştı alabileceği tüm kupaları kazanmıştı. İlk kez hedefinden uzaklaşıyordu. Kaybetmek nasıl bir duygu yeniden hatırlamıştım.
Aradan yıllar geçti Galatasaray-Real Madrid yine Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde karşılaşıyorlar. Şartlar çok farklı Galatasaray o dönemde uzun süredir birlikte oynayan Avrupa’nın en iyi takımlarından birisiydi. Real Madrid tarihinin en iyi kadrolarından birisine sahipti o yıllarda Avrupa’nın en güçlü takımıydı. Bugüne bakarsak Galatasaray yeni kurulmuş bir takım, kadro kalitesi belki yeterli ancak kadronun birlikte oynama alışkanlığı çok az. Real Madrid kadro olarak Ronaldo üzerine kurulu bir takım ve her şeyden önemlisi Mourinho takımı. Mourinho mahalleden takım çıkarsa o takımdan bile çekinmek gerekir.
Galatasaray'ın deplasmanda ki M.United maçına bakarsak Galatasaray’ın kolay lokma olmadığını görebiliriz. Ancak aynı maça bakınca hakem hatasının ve şansın sonuç üzerinde ne kadar etkili olduğunu da görürüz.
İlk maçın deplasmanda olması avantaj adil hakem yönetimi ve futbol şansıyla Galatasaray’ın tur şansını yüzde elli olarak görüyorum. Umarım bu akşam iyi bir skorla Galatasaray tur için avantaj elde eder. İstanbul’da turu geçen taraf olur. Ben her zaman olduğu gibi Galatasaray'a inanıyorum.
Bugün milyonlarca kalp seninle çarpacak başarılar Galatasaray…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder