26 Haziran 2013 Çarşamba

Fenerbahçe 2012-2013

Fenerbahçe başarılı bir sezonu geride bıraktı. Türkiye liginde şampiyon olamadı belki ama Avrupa’da tarihinde ilk kez yarıfinal oynadı. Türkiye kupasını geçen yılın ardından bu yılda müzesine götürdü.
Türkiye ligini değerlendirerek başlamak gerekirse ne yazık ki Türkiye’de ikincilik başarısızlık olarak görünüyor. Fenerbahçe’nin şampiyon olamamasının nedenleri Avrupa Kupalarında önemli işlere imza atması ve bu sezon oynanan rekor sayıdaki maç için kadro yetersizliğidir. Devre arasında transfer edilen Webo ve Emre sezon başında kadroda yer alsalardı belki de şampiyonun adı değişebilirdi. Emre’nin takımda kalmak istediği yönünde açıklamaları varken İspanya’ya gitmesi yönetimin Emre’yi istemediği izlemini doğurmuştu ancak devre arasında tekrar Fenerbahçeli oldu. İşin iç yüzünü bilemiyorum ancak bu işten iki tarafında zararlı çıktığını düşünüyorum.
Avrupa’da ise tarihi bir sezonu geride bıraktılar. Benfica eşleşmesinde özellikle ilk maçta şans Fenerbahçe’nin biraz yanında olsaydı UEFA kupasında final oynayacaklar belkide kupayı kazanacaklardı.
Türkiye kupasını kazanarak sezona kupa ile veda ettiler.
Senenin genel değerlendirmesini yapacak olursak Fenerbahçe kadro kalitesiyle ilk defa sezonun ikinci yarısında Aykut Kocaman’ın oynatmak istediği oyuna uygun hale geldi. İkinci yarıda Tüm hedefler sonuna kadar kovalandı. Aykut Kocaman devam etseydi önümüzdeki sezon performansını en üst seviyeye çıkaracağını düşünüyordum. Alex gönderildi birçok transfer yapıldı en azından bir yıl daha Aykut Kocaman ile devam edilebilirdi. Buyıl için Fenerbahçe'nin en büyük kazancı olarak Salih Uçan’ı görüyorum.
Alper Potuk transferi önemli bir hamle sol bek içinde Kadlec alındı. Alves defansta iş yapacaktır. Holmen iyi oyuncu ancak o mevkide sayı çok fazla kimlerin oynayacağını merak ediyorum.
UEFA’nın vermiş olduğu 2+1 yıllık Avrupa’dan men cezası planları muhtemelen değiştirmiştir. Fenerbahçe için tarihinin en zor süreci bana göre şimdi başlıyor. Ya hiçbir şey olmamış gibi devam edilecek ya da yepyeni yüzler ile yeni bir başlangıç yapılacak. Kararı Fenerbahçe camiası verecek başkası değil.
Umut ediyorum Fenerbahçe layık olduğu kişiler tarafından yönetilir ve hak ettiği noktalara gelir.

20 Haziran 2013 Perşembe

Galatasaray 2013-2014

Geçen yazımızda 2012-2013 sezonunun değerlendirmesini yapmıştık.  Yönetim değişikliğine değinmemiştik. Bu noktadan başlayalım önemli değişiklikler oldu Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak yeni yönetimde yoklar Galatasaray için yaptıkları ortada hiçbir taraftar iki isim içinde olumsuz tek bir laf bile edemez. Bence işlerini çok da iyi bir şekilde yapıyorlardı. Ünal Aysal’ı bu konuda samimi bulmuyorum. Yorulan arkadaşlar var ve profesyonelleşeceğiz yaptığı iki açıklama, öncelikle kişi yorulduğunu bilmez mi bilir yorulduk diyen yok demek ki öyle yorulmuşlar ki kendileri bile anlayamamış sadece başkan anlamış. Ali Dürüst ‘’başkan çalışmak istemediği kişilere söyleseydi biz istifa ederdik istediği arkadaşlarla devam ederdi’’ şeklinde açıklama yapınca (ki çok mantıklı bir açıklama) işin asıl sebebi belli oldu Ünal Aysal üç yıl daha başkanlığını ilan etmek istiyor. Galatasaray taraftarı Ünal Aysal’ı hep destekledi değil üç yıl on üç yılda başkan olmak istese hayır diyecek değil ancak hatalar yapar ve ısrarla hatalarını görmezden gelirse her şey tersine dönebilir. Gelelim profesyonelleşmeye burada amaç Bülent Tulun’un yetkilerini arttırmakmış gibi görünüyor. Bülent Tulun’un geçmişinde Galatasaray başkanına yazdığı mektup hiç unutulmayacak.  Profesyonelleşmeden kasıt nedir bilmiyorum takımla yöneticiler dışında maaşlı kişilerin ilgilenmesiyse hazır yönetici değillerken Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak maaşlı profesyonel olarak hizmet versin diyeceğim ancak hesap farklı olduğu için anlamsız olacak. Benim düşünceme göre gelinen noktada başarısızlığın tek sorumlusu Başkan Ünal Aysal olacaktır. Buna Fatih Terim’in takımdan ayrılması da dahil. Başkan Fatih Terim’i niye göndereyim başarılı kendi ayağıma kurşun sıkmam dedi ancak Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak’da başarılılardı ve takımın başarısında payları oldukça fazlaydı. Dua edelimde ayağımıza kurşun sıkmış olmayalım.
Gelelim yapılacak transferlere forvet hattında Galatasaray isterse şuan dört isim var. Drogba,Burak,Umut ve Elmander bu oyunculardan muhtemelen ikisi onbirde oynayabilir. Drogba ve Burak kadroda kalacaklardır. Elmander ve Umut’un maliyetinden daha fazla maliyeti olan forvet almak(heleki yabancı) dünyanın en pahalı taraftarına sahip olmaktır paralar çöpe gider. Aurelien Chedjou yerinde transfer, stoperde sıkıntı kalmadı bence transfere ihtiyaç artık yok. Öncelik Melo veya Melo olmayacaksa yerine alınacak oyuncuda olmalı. Solbek için düşünülen Carlinhos artık kabak tadı verdi belliki istemiyor. Zorla güzellik olmaz başka alternatiflere yönelmek gerekiyor. Bence Türkiye ligi için Riera yeterli olacaktır. Bazı Şampiyonlar Ligi maçlarında ise Chedjou solbek oynatılabilir. Sivastan alınan Erman Kılıç ancak yedek olabilir. İlk onbirde kalıcı olacağını düşünmüyorum. Galatasaray için transferde en büyük tehlike çilek sevdası olabilir. Elde Drogba, Sneijder varken (Selçuk,Burak,Muslera… vb. oyuncularda geniş anlamda çilektir benim için) artık çilek değilde ihtiyaç transferi yapmak gerek. Nani transferini istemiyorum Jorge Mendes’in menejerliğini yaptığı herhangi bir futbolcuyu da istemiyorum. Ki maliyetide çok yüksek. Fabiano ise şakadan ibarettir sanırım kimi kesecek Drogba ve Burak varken alınacak forvet kim olursa olsun saçma transfer olur.
Transfer dönemi henüz yeni başladı gidenler gelenler olacaktır. Sezon başlamadan önce daha net bir tabloyla karşılaşacağız. Taraftar olarak Galatasaray’dan en büyük beklentim Şampiyonlar Liginde başarılı olması ve her sezon Şampiyonlar Liginde olmasıdır. Umarım bu sezon tüm Türk takımları Avrupa’da başarılarını arttırarak yollarına devam ederler.