21 Eylül 2021 Salı

ALLAH BABEL’İNİ VERSİN…

 

Bence futbol severler rakip takım taraftarına beddua edecekse artık ‘’Allah Babel’ini versin’’ diyebilir. Rakibinin yüzünde bir tebessümle birlikte benim aklıma gelen en büyük bedduayı etmiş olur. Tek sıkıntı bir Galatasaraylıya bunu söylemeniz anlamsız olacaktır. Galatasaray taraftarı muhtemelen sinirli bir şekilde ‘’vermiş ya daha ne verecek’’ diyecektir. Birde turnusol görevi görür ki hala Babel’i savunan kişilerin bu lafı edince dua ettiğinizi sanıp size teşekkür etmeleri beklenir. Sizde Babel’i savunanlar gerçekten mi savunuyor yoksa sizle dalga mı geçiyor böylece anlayabilirsiniz.

Babel’in kötü oynaması top kaptırması rakibi pozisyona sokması hadi bir yere kadar kötü oynuyor diye savunulabilir. (Yanlış anlaşılmasın Babel’in oyunda olduğu herhangi bir anı ben savunmuyorum ve bundan sonra da savunacağımı sanmıyorum ama savunanlar var) Ancak 75. Dakikada oyuna girip yürüyerek oynaması kabul edilemez. Kötü oynayabilirsiniz ancak kötü koşamazsınız.

Yukarıda Kasımpaşa devre arası arkadaşlara yazdığım yorum. Trabzonspor maçı aynı Alanyaspor maçı aynı Babel giriyor puan ve puanlar kaybediyoruz. Hoş takıldığım nokta puanlar kaybedilmesi değil. Lazio maçından sonra da şu tweeti attım:

Babel yerine oynayacak oyuncu yok görüşü var. Oğulcan, Diagne(Halil kanatta oynar) veya X bir oyuncu oynar. Benim tercih edebileceğim devşirme bile olsa Babel’in yerine oynatılmasını düşünebileceğim birçok isim var. Hatta altyapıdan herhangi bir çocuk çıksın oynasın. Maç kaybedelim fark yiyelim hiç önemli değil yenileceksek de gençlerle yenilelim. Hoş yanlış anlaşılmasın yaşa takmış da değilim koşan mücadele eden oynasın. (Bunu Fatih Terim de Alanyaspor maç sonu toplantısında söyledi)

Burak Elmas ve yönetimini destekliyorum. Fatih Terim’i destekliyorum. Ben ki zamanında Sabri Sarıoğlu’nu savunduğum için arkadaşlarım arasında alay konusu olurdum. Yıllar sonra görünce bile hatırlatıyorlar. Ben Galatasaray’ı ve Galatasaray için mücadele eden herkesi savunurum. Ancak sahada dolaşan, ayağında top tutmak bir yana çoğu topu rakibe atan, rakibi rahatlatan, rakibi pozisyona sokan ve bunlar yetmezmiş gibi taraftarla alay eden birisini savunmam.

Galatasaray taraftarı olarak yaz transferlerinden genel olarak memnunum. Takımın yaş ortalamasının düşmesini destekliyorum. Yaşı gelmiş sahada gezen oyuncular yerine gençlerin süre almasını tercih ederim. Gençlerle oynayacaksak kayıplara sonuna kadar tahammül ederim.

1 Ekim 2014 Çarşamba

Arsenal ile Yeniden

Sezon başından beri aynı şeyleri yazıyorum. Çok uzatmayacağım kanatları sadece beklere bırakmak Arsenal karşısında çok kötü sonuçlar doğurabilir. Bursa maçından sonra Veysel için Şampiyonlar Liginde ciddi rakipler karşısında zorlanır yazmıştım. Anderlecht maçında Veysel çok eleştirildi. Ama benim söylemek istediğim daha farklıydı. Veysel ortalama bir bek bu oyun yapısında çok zorlanacağı açık olarak görülüyor. Ancak çok üst düzey bekler bile bu oyuncu kadrosuyla bu oyun anlayışında çok eleştiri alabilir.

Sivas maçında farklı olarak üçlü savunmayla çıkıldı. Sneijder önlibero olarak oynadı. Benim aklımdaki çözüm değil ama yinede dörtlü savunmaya göre hem hücumda hem de savunmada daha verimli olabilir.

Benim tercih edeceğim kadro 4/4/1/1 dizilişiyle: Muslera, Tarık, Chedjou, Semih, Telles, Bruma, Melo, Dzemaili, Olcan, Sneijder ve Burak olacaktır.

Prandelli tahminim Sivas maçından farklı olarak Veysel yerine Telles ile başlayabilir.


Kolay maç olmayacak. Gollü bir maç bekliyorum.

17 Eylül 2014 Çarşamba

Oyuncular mı Sistem mi?

Dün yazdığım yazıda yazdıklarımda genel olarak yanılmadığımı görüyorum. Prandelli hiç anlamadığım şekilde maça Brumasız başladı. Takımda çalım atabilecek oyuncu yoktu Bruma girene kadar. Sistemde büyük sıkıntı olduğunu net bir şekilde görüldü. Prendelli önce savunmayı düzelteceğiz sonra hücuma geçeceğiz demişti. Söylediğini kabul edilebilir bulmuştum. Ancak savunma bu haldeyken hücuma hiç geçememek yüksek ihtimaldir.

Prandelli pas oyunu düşünüyor. Uzun pas özellikle istemediğini düşünüyorum. Oyun sıkışsa bile pas ile oyunu kurmakta ısrar edilmesini istiyor olabilir. İleride presle top kaparak pozisyon bulmak da istedikleri arasında. Rakibi pres ile çıkarmamak oyunu rakip sahaya yıkmak istiyor diye düşünüyorum. Muhtemelen belli bir süre sıkıntı olacağını takım oyun sistemine alıştıktan sonra sorunların çözüleceğini düşünüyor. Ancak bu kadro yapısı ile kişisel görüşüm bu sistem hüsran olur.

Galatasaray’ın bence en büyük sıkıntısı pres yapmaya çalışması. Kopuk kopuk başarısız bir pres yapılmaya çalışılıyor. Bu sevdadan en kısa sürede vazgeçmek şart. Top kapılamadığı gibi ileri uç elemanları gereksiz yoruluyor ve rakip çok kolay bir şekilde kale önüne gelebiliyor. Anderlecht maçında orta saha ve ileri uç elemanlarına baktığımızda pres özelliği olan oyuncu olmadığı görülüyor. Özellikle orta üçlüde oynayan Selçuk, Dzemaili ve Melo dinamik çok koşan oyuncular değil forvet içinde durum çok farklı değil. Bu kadroyla topun gerisine geçerek savunma yapmak daha mantıklı görülüyor. Ya da sistem ve oyuncular değişmeli ki değişecek çok oyuncu olacaktır. Ayrıca kadroda pres özelliği olan oyuncu bulmak sıkıntı olacaktır. Prese en yatkın oyuncunun A2 kadrosunda yer alan Sabri Sarıoğlu olması düşündürücü.

Bu maçta oyuncuları değerlendirmek istemiyorum. Sistem takıma o kadar uyumsuzdu ki Selçuk orta saha görevlerinin yanında Telles kademesine girmekle uğraştı. Selçuk ve Burak daha çok yıpratılmamak için Arenadaki maçlarda oynatılmamalı. Ciddi sıkıntıları olduğu görülüyor. Burak yerine Umut düşünülmeli oyuna girdikten sonra en azından takımın oyununu olumlu etkiliyor. Selçuk yerine kim oynar? Birhan Vatansever kesinlikle denenmeli Selçuk bu kadar kötüyken kesinlikle böyle bir şansı hak ediyor.

Veysel yada Telles yerine kim olsa bu sistemde sırıtır. Bu kadro yapısıyla bu sistemde sağ sol bek oynayabilecek başarılı olabilecek dünya üzerinde kaç oyuncu vardır? Alaba bile bu sitemde eleştirilebilir. Veysel’in savunmada özellikle şampiyonlar liginde sırıtacağını Bursa maçından sonra yazmıştım. Ancak bu maçta tekrar belirtiyorum oyuncuları tek tek eleştirmek hiç adil olmaz.

Chedjou için özel bir yorum yapmakta fayda var. Her şeye rağmen iyi oynadı mağlubiyete adeta isyan etti golü yoktan var etti. Bir puanı takımına hediye etti. Bu oyunla alınan bir puanın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.

Şimdi yapılacak iki şey var. Ya Prandelli sistemin yanlış olduğunu görüp sistemi değiştirecek ya da kadrodan en az  dört beş oyuncuyu değiştirecek. İki ihtimalde ne yazık ki çok olası görünmüyor. Sanırım bu çileyi daha çok çekeceğiz.


16 Eylül 2014 Salı

Eskişehir’den Sonra Anderlecht’den Önce

Milli maç öncesi Bursa maçında da iyi değildi Galatasaray bu hafta Eskişehir maçında da iyi değildi. Ama Bursa maçını kazanabilmişti. Eskişehir maçını da kazanabilecek bir kaç pozisyon buldu ancak eşitliği bozamadı. Bizde futbol atılan gollere endeksli olduğu için Eskişehir maçından sonra yorumlar tamimiyle negatif oldu. İki maç arasında bence en büyük fark Bursa’nın Galatasaray’ı daha fazla zorlamasıydı. Ancak buldukları fırsatları değerlendiremediler. Eskişehirspor geçen yılda savunma yapmak için hücumdan vazgeçen bir takım görüntüsündeydi. Bu yılda değişen bir şey yok. Galatasaray’ın en çok eleştirilebileceği nokta bu tarz hücumu düşünmeyen bir takım karşısında Yekta, Dzemaili ve Selçuk ile üç merkez orta saha ile oynamasıydı. Prandelli kendiside belirttiği gibi önce savunmayı düzeltip sonra hücum etmeyi düşünüyor. Görüşüne saygı duyuyorum. Benim tercihim aynı stratejide dörtlü orta saha ile kanatlı oynamak olurdu. En azından içerde Eskişehir gibi bir rakibe karşı kanatlardan oynamak oyunu açabilirdi. Melo’nun olmayışı takımı olumsuz etkiliyor. Sadece oyun olarak değil ve hatta özellikle isyankar hali takım için vazgeçilmez. Takımı ateşleyebilecek yenilgiye isyan edecek Melo’dan başka oyuncu ne yazık ki kadroda yok. Seyircide olmayınca Galatasaray'ı ateşleyebilecek etken kalmadı.

Burak ve Selçuk her maç on birde çıkmak zorunda değiller. Eskişehir maçında Melo’nun yokluğunda Selçuk yedek kalamazdı belki ama Burak bu maçta bence yedek kalmalıydı. Umut ile başlamak hem takım için hem de milli maç sonrası Burak için çok daha iyi olabilirdi. Pandev’in de oyuna alınmak için son on beş dakikaya kadar beklenmesi beni şaşırttı. Bu kadar kısa sürede yorum yapmak gerçekten zor ancak oynadığı kısa sürede Pandev’i beğendim.

Muslera, Chedjou ve Semih bu sezon takımın en istikrarlı oyuncuları olarak göze çarpıyor. Veysel ve Tarık beklerde iyilerdi ancak hücum etmeyi düşünmeyen Eskişehir ölçü olmaz. Tarık ilk maçında yeni transferlerden en iyisi olarak göze çarptı. Hücumda daha etkiliydi. Savunması için bu maç ölçü olmayacağı için birkaç maç daha Tarık için konuşmak için beklemek gerekiyor. İlk izlenimler olumlu diyerek noktayı koyalım.

Orta üçlüde Dzemaili savunmada Melo'dan ziyade Yekta veya Selçuk ayarında bir oyuncu. Hücumda ise orta saha merkez oyuncular içinde en iyisi olma yolunda olumlu sinyaller verdi. İlk maçında Melo’nun olmaması onun için şanssızlıktı. Tabi ki yabancı sınırı nedeniylede büyük bir şans oldu ve beklide bu sayede on birde oynama fırsatı buldu.

Sneijder milli maç öncesi altmış dakikalık oynuyordu. Değişen bir şey yok. Sneijder’in hazır olmadığı takımda Bruma takımın en büyük hücum silahı olduğunu bir kez daha gösterdi. Evet son topu kullanma konusunda eksikleri göze çarpıyor ancak ısrarla oynatılması gerektiğini düşünüyorum.

Burak konusunda çoğu kişiden farklı düşünüyorum. Burak bence iyi bir golcü ama daha fazlası değil. Eğer takım Burak için pozisyon hazırlayamayacaksa oynatılmasının hiçbir anlamı yok. Eskişehir maçı da bu maçlardan biriydi. Deplasmanlarda boş alanlar bulacağı için forvet hattında ilk tercihim olabilir ancak iç sahada hele ki Eskişehir karşısında kanat oyuncusu olmadan üç merkez orta sahayla maça çıkılmışken Burak yedek beklemeliydi.

Anderlecht maçı geldi çattı. Galatasaray takım olarak hazır görünmüyor. Ancak yabancı sınırının olmaması, Galatasara’ın Avrupa kimliği ve savunmada şimdilik güven vermesi bu maç için olumlu düşünmemi sağlıyor.

Muslera, Chedjou ve Semih sakatlık sorunu olmazsa oynayacaklardır. Sol bek için Telles ne durumda bilemiyorum. Antrenman performansı çok iyi değilse forma giymesi zor. Tarık bence sol olmasa bile sağ bekte forma giyecektir. Telles hazır olsaydı muhtemelen Telles ve Tarık ikilisi maça başlardı. Benim düşüncem bu maçta Tarık Veysel ikilisi bozulmayacaktır.

Orta sahada Melo oynayacaktır. Dzemaili oynamasını düşündüğüm diğer orta saha oyuncusu olacak. Asıl soru Selçuk ile üçlü orta saha mı yoksa kanatlı dörtlü orta saha mı olacağı. Ben Olcan ve Brumalı kanatlı orta sahayı tercih ederdim.

Forvette ise Umut ve forvet arkası Sneijder benim ideal on birimi oluştururdu.

Prandelli’nin üçlü orta sahadan vazgeçmeyeceğini düşünüyorum. Melo, Dzemaili ve Selçukla başlayacaktır. Sneijder ve Bruma ikilisinin de oynayacağını düşünüyorum. Bu kadroda Burak ısrarı devam eder mi bilemiyorum. Pandev’i oynatmasını bekleyebilirdim ancak Eskişehir maçında son on beş dakika oyuna alması nedeniyle ben maça Umut ile başlanacağını düşünüyorum. Umut Eskişehir maçında sonradan oyuna girerek etkili oldu bence oynamayı hak ediyor.

Galatasaray’ın kolay gol yiyeceğini düşünmüyorum. Bu sezon hücumda zorlandığı bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Hücumda iyi gününde bir Galatasaray’ın maçı kazanacağını düşünüyorum. 

Avrupa haftasında tüm Türk takımlarına başarılar...     


10 Eylül 2014 Çarşamba

İzlanda'da Bir Volkan Efsane Olma Gazoz Ol

Maçla ilgili fazla yazacak bir şey yok.

Türk futbolunu kurtarma hamlesi olan yabancı sınırını yazalım. Şimdilik 5+3 seneye ne olacak bilen var mı? 5+3 sahaya yansımamıştır mı diyecek acaba bazıları. Bence çok fena yansıdı ama benim aklım ermez bu işlere.

5+3 olmadı ne yapalım. Süper bir fikrim var. 4+3+2+1-1 yeni süper sınırlamamız olsun. 4+3 olan kısmını anlamak çok kolay 4 yabancı sahada 3 yabancı kulübede olacak. Gelelim 2+1 olan bölüme, yerli oyuncuların performansını (aslında bonservis ve ücretlerini) sadece yabancılar düşürmüyor. Gurbetçiler de yabancılar kadar olmasa da Türk futbolunun marka değeri için önemli bir tehdit oluşturuyor. 2+1 burada devreye giriyor. 2 gurbetçi sahada 1 gurbetçi kulübede olacak. Sistem otursun ilerde tribünde oturacak oyuncular içinde kontenjan açarız.

Neyse biz bu işleri Türk futbolunu yöneten iki yıldırıma bırakalım. Onların şuan ki planları Melo'yu Türk futbolundan uzaklaştırmak. Sanırım haklılar İzlanda'dan üç gol yememizin en büyük nedeni Melo sanırım. İşte denklemde ki (-1) yazıyla eksi bir de bunu ifade ediyor. Yapacağımız düzenlemeyle Melo Türkiye Liglerinde oynayamaz maddesi koyacağız. Buda eksi bir olarak ifade edilecek. Olur mu öyle şey demeyin bal gibi olur. Hatta Melo'yu oynatan takıma her maç için bir maç seyircisiz oynama cezası verelim.

Bir de bu denklemi deneyelim olmazsa başka bir şey deneriz.

Birde İzlanda'da volkan varmış arada bir püskürüyormuş. Ama o kadar olur üzerinde çok baskı var. Baksanıza Fatih Terim'e bile volkanı soruyorlar. Volkan patlamasında ne yapsın.

Neyse yolumuz uzun kalan maçları kazanır biz bu gruptan çıkarız inşallah. Çıkamazsak mı? Onu da İzlanda düşünsün. Biz elimizdeki en büyük silahı kullanır yabancı sınırında değişiklik yapar düzlüğe çıkarız üç vakte kadar...

1 Eylül 2014 Pazartesi

Bursaspor-Galatasaray 2014-2015 Sezonu 1.Hafta Maçı

Galatasaray en son 2007-2008 sezonunda ligde Bursa deplasmanında kazanabilmişti. Evet istatistikler çok anlam ifade etmez ama Galatasaray uzun süredir Bursa'da deplasmanda kazanamıyordu. Geçen yılda deplasmanda sadece beş maç kazanabildiği de düşünülürse Galatasaray için çok önemli bir galibiyet oldu.

Sezon öncesi etkisiz hazırlık maçlarından sonra Fenerbahçe ile oynanan Süper Kupa maçındaki etkisiz mahkum oyun çok olumsuz sinyaller verdi. Evet Bursa maçı ölçü olamaz. Galatasaray kazanmasına rağmen iyide oynamadı özellikle öne geçtikten sonra kalesinde çok pozisyon gördü ama oyun önceki maçlara göre umut verdi.

Kısır geçen ilk yarıdan sonra ikinci yarı Bruma’nın ortasında Galatasaray Burak'la golü buldu. Bu dakikadan sonra özellikle Volkan Şen’in getirdiği toplarda Bursaspor önemli pozisyonlar buldu. Galatasaray da kontrataklarla etkili oldu. Ancak iki takımda yakaladıkları pozisyonları değerlendiremedi. Maçın sonunda ani gelişen Galatasaray atağında Olcan’ın golü skoru belirledi.

Galatasaray’ın geçen seneden en büyük farkı pasa dayalı oynamaya çalışması. Prandelli de özellikle bunu belirtti. Ancak henüz takım bu oyuna adapte olamamış. Ancak bir gayret olduğu görülüyor. Fenerbahçe ve Bursaspor maçlarında Galatasaraylı oyuncular rakibe attıkları topları bile rakip takım oyuncularının ayağına oynadı. Takımın bu oyuna ne kadar adapte olacağını zaman gösterecek.

Muslera Galatasaray'ın yarısı desem abartmış olmam sezona o kadar iyi başladı ki bu performansıyla tek başına takımı şampiyonluğun içinde tutacak gibi oynuyor.

Defansın göbeğinde Semih ve Chedjou geçen seneden daha uyumlular. Sezona iyi başladılar. Bursa maçında da takımın iyilerindendiler.

Bekler hem rotasyon olarak hem de mevcut form durumları göz önüne alındığı zaman Galatasaray'ın bence en sıkıntılı mevkileri. Sağ bekte Veysel alternatifsizdi. Bursa maçında ikinci golün pasını vermesine rağmen savunmada çok kötüydü. Volkan Şen’i durduramadı. Volkan başta olmak üzere Bursaspor ileri ucunun son vuruşlarda ve final paslarındaki yetersizliği ve Muslera’nın kusursuz performansı Veysel’in hatalarının skora yansımamasının nedenleriydi. Veysel lig için yeterli olabilir ancak Şampiyonlar Liginde çok daha iyi oyuncular karşısında çok zor durumlara düşebilir. Telles geldiğinde performansıyla umut vermişti. Savunmada zaman zaman sıkıntı yaşasa da hücum performansı ile takıma çok şey katacağı düşünülmüştü. Sezona çok kötü başladı. Ne savunmada ne hücumda var. Bursa maçında sol bekte Hakan Balta savunmada çok sırıtmadı ancak hücuma da katkı yapamadı. Üstelik Bursaspor'un Volkan Şen ile daha çok diğer kanattan geldiği düşünülürse savunma performansı bile yeterli bulunmayabilir. Tarık Çamdal transferi her iki bekte oynayabiliyor olması nedeniyle çok önemli. Ortalamanın üzerinde bir performans sergileyebilirse on birde yeri hazır diyebiliriz.

Merkez orta sahada Melo bildiğimiz gibi istikrarlı oyununu sürdürdü. Selçuk her geçen gün daha kötü oynuyor. Sezona da çok kötü başladı. Yekta şuandaki form durumuyla Selçuk’tan daha iyi ve bence tercih yapılacaksa on birde oynamayı daha çok hak ediyor. Bu bölgeye yapılan Dzemaili transferi en azından rekabet nedeniyle oyuncuların formunu arttırabilir. Bu transferin Melo’nun yokluğu ve Avrupa için bu bölgeyi rahatlattığını söyleyebiliriz. Gerisi oyuncunun performansına kalıyor.

Kanatlardaki kadro derinliği ve oyuncu kalitesi son yıllarda hiç olmadığı kadar iyi olacak. Özellikle Olcan Adın transferi ve Bruma’nın sakatlıktan iyi bir şekilde dönmesi Galatasaray kanatlarını güçlü kılıyor.

Sneijder henüz hazır değil. Altmış dakikalık nefesi var. Geçen yılın ikinci yarısı ve Dünya Kupasındaki performansından çok uzak. Bunda sezona geç başlamasının önemli payı olduğunu düşünüyorum. Hazır olunca takıma önemli güç katacaktır.

Burak aynı değişen bir şey yok. Çok zor pozisyonda golünü attı. Daha kolaylarını kaçırdı. Bu maçta daha istekli ve gayretli gözükse de topu kullanmada kötüydü. Yerine giren Umut kısa sürede de olsa etkili oldu. Pandev transferinin sonuçlarını ilerleyen günlerde göreceğiz. Bence Elmander tarzı uzun boylu hava toplarında etkili servis yapabilecek bir forvet daha iyi olurdu. Belkide Prandelli pas oyununu tercih ettiği için Pandev’i tercih etti. Ancak Mersin’deki sahayı görünce ve Türkiye’de sahaların şartlarını düşününce pas oyununu oynamanın kolay olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ki Galatasaray’ın kendi sahası Arena’nın bile geçen senenin belli bölümlerinde kötü olduğu düşünülürse alternatif bir oyun kurgusu olması gerekiyor. Uzun topla oynamayı Prandelli şimdilik hiç düşünmüyor sanırım.

Böyle bir deplasmanda kazanmak önemliydi. İç saha maçlarında son yıllarda gösterdiği performansın altında kalmayacağını düşünürsek deplasmanda kazanma alışkanlığını sezona yayabilirse Galatasaray şampiyonluğun önemli adaylarından olacaktır. Avrupa için umutlu olmak için henüz çok erken. Sneijder’in form tutması ve yapılan transferlerin takıma katkı verebilme ihtimali umutları taze tutuyor. Milli maç arası takımın eksiklerini kapatabilmesi için iyi bir fırsat olacak.

Galatasaray'ın bu yıl sahip olduğu kadro geçen yıla göre daha iyi. En büyük sıkıntı geçen yıl olduğu gibi yabancı sınırı olacak. Burada iş Prandelli’ye düşüyor. Her hafta oynayacağı rakibi iyi analiz ederek doğru yabancıları sahaya sürmesi Galatasaray'ın ligdeki kaderini belirleyecek.


Daha sağlıklı yorumlar yapabilmek için en az bir ay daha beklemek gerek. Umarım Galatasaray için iyi bir sezon olur.

29 Ağustos 2014 Cuma

Sezon Öncesi Galatasaray

Galatasaray yazmak son günlerde gerçekten zor bazı şeyleri neresinden baksan akıl mantıkla açıklamak zor. Kadroya bakacak olursak:

Kele en sorunsuz bölge Muslera takımın bence en iyi oyuncusu. Sinan Bolat iyi bir yedek olacaktır. Eray kesinlikle kiralanmalı yada takımdan gönderilmeli.

Sağ bek için tek alternatif Veysel Sarı olarak görünüyor. Mevcut kadro planlamasında tek alternatifi Semih Kaya olabilir.

Sol bel Tellas geldiğinde iyiydi hep geri gitti. Sezon öncesi formu kafaları karıştırdı. Üstelik yabancı olduğu için kontejyanı dolduruyor. İster istemez sezon içinde rotasyona girecek. Alternatif Hakan Balta bana göre tam bir el bombası kesinlikle güven vermiyor.

Stoperler için çoğu kişiden farklı düşünüyorum. Semih ve Chedjou bence mevcut kadronun iyi oyuncularından ve savunmanın göbeği nispeten sorunsuz. Gökhan Zan ve Hakan Balta bence bu bölge için iyi alternatif oluşturuyorlar. Emrecan ve Koray Günter gibi iki genç oyuncunun da bu bölgede olduğu düşünülürse takımda alternatifi olmayan mevkiler varken stopere transfer yapmak hele ki yabancı almak çılgınlıkla açıklanabilir.

Orta sahanın merkezi Melo en sağlam halka istikrarlı savaşçı ne ararsan var. Selçuk tam bir soru işareti geldiği ilk sene hayatının en iyi sezonunu yaşamıştı. O zamandan beri sürekli geri gidiyor. Toparlanmazsa orta saha merkez çok açık verir. Yekta ancak yedek olabilir. Umut Gündoğan veya sakatlıktan çıkan Hamit bu bölgede kullanılacak alternatifler.

Olcan Adın sağ kanatta kanayan yaraya ilaç olacaktır. Aydın ve Hamit bu bölgenin alternatifi olmaya çalışacaklar.

Bruma sol kanat için yeterli olabilecek mi merak konusu yabancı olması nedeniyle yeri garanti değil. Yeni transfer Yasin soru işareti. Bu kanat için Emre çolak alternatifi de düşünülebilir. Amrabat gönderilmez ise bence bu bölge için eldeki iyi oyunculardan olur.

Forvet Drogba gittikten sonra takımın en sorunlu bölgelerinden birisi Burak Yılmaz tek forvet olarak yetersiz kalıyor. Umut bir var bir yok genç oyuncu Berk İsmail şuanki durumuyla forma bulmakta zorlanır.

Bu takıma öncelikle hava toplarını alabilecek ayağında top tutan forvet alınması şart. Sağ beke yerli vasıfsızda olsa alternatif şart. Sol bek içinde yerli alternatif olması gerekiyordu. Merkez orta saha için yerli oyuncu alınabilir. Öncelikler böyleyken hala yabancı stoper alınmaya çalışıyorsa Galatasaray takımından bu yıl için fazla bir şey beklememek gerekiyor.
  
Birde sponsor sorunu var. A firması 15 veriyormuş Aysal 20 istiyor diye başladık sezona son olarak B firması 8 milyon veriyormuş Başkan en az 10 milyon istiyor noktasında muhtemelen forma sponsorsuz bir sezon yaşayacağız. Basit bir mantıkla beğenilmeyen 8 milyon yerine bir yıl sonra 10 milyona sponsor bulunması durumunda bir yıllık zararı 4 senede karşılayabileceğimiz düşünülünce üçe beşe bakmadan sponsor bulmak daha mantıklı olsa gerek.

Bunca yıldır Avrupa Kupalarında kura çekimini heyecanla takip ederdim. Bu yıl hiç heyecan yoktu. Bu futbolla UEFA gruplarından bile çıkmak zor. Arsenal, Dortmund ve Anderlet’in bulunduğu grupta gerçekçi hedef üçüncülük olacak.


Umarım yanılırım ama sanırım Galatasaray için kayıp bir yıl olacak…