Nereden başlasam bilemiyorum. Maç yazısı yazmak bu kadar zor olabilir miydi? Yönetimden başlayalım. Neyse ki Galatasaray kupadan elenmekten kıl payı kurtuldu. Elenmesi durumunda muhtemeldir ki ''Fatih Terim zamanında da 1461 Trabzon'a elenmiştik'' şeklinde bir beyanat vermek zorunda kalacaklardı. Fatih Terim dönemi her başarısızlıktan sonra garip bir şekilde yönetimin baş vurduğu bir mizah aracı oldu.
Mancini henüz alınmadan yanlış tercih olacağını yazmıştım.Takımın başına geçtikten sonra Mancini'yi bugüne kadar eleştirmemeye çalıştım. Sonuçta takımı tanımıyordu. Hala da ağır eleştiriler yapmak için en azından iki üç ay beklemeyi uygun buluyorum. Ancak dün çıkardığı kadroyu görünce ne yapmak istediğini anlayamadım. İlk aklıma gelen bu maçı bir hazırlık karşılaşması olarak düşündüğüydü ve yedekleri görmek istemiş olabileceğiydi. Diyelim ki düşünce bu iki farkla öne geçmişsin rakipte kağıt üzerinde senden güçsüz, bir kaç oyuncu değişikliği yapmasını beklerdim. Maçın 2-2 ye geleceğini düşünmemiştim diyor ancak üç oyuncu değişikliğini uzatmalarda yapıyorsan bu işte bir iş vardır. Üstelik en uçta Drogba, Burak ve Umut'tan hiçbirini kullanmıyorsunuz maça forvetsiz çıkıyorsunuz ve kadroda A2 forveti Berk İsmail Ünsal'da yok. Maçı ciddiye almıyorsunuz, altyapıyı da ciddiye almıyorsunuz. Ben Galatasaray altyapısındaki oyuncular için üzülüyorum. Onların yerinde olsam en kötü ihtimalle kiralık olarak oynayabileceğim bir takıma gitmeye çalışırım.
Hoca maçı bu kadar ciddiye almıyorken oyuncuları, oynadıkları mevkileri veya performanslarını anlatmak yersiz. Gaziantep BŞB takımını verdikleri mücadele ve emekten dolayı kutluyorum. Turu hak eden taraftılar biraz şanslı olsalardı bunu başarabilirlerdi.
Şampiyonlar liginden umut yok. Ligden umut yok. Kupadan umut yok. Kadro yaşlı gelecekten umutlu olmak için genç oyuncu yok. Gençleri oynatacak hoca yok. Tutarlı bir transfer politikası yok. Yok, yok, yok...
Galatasaray taraftarı için bu yıl çok zor geçecek tek gerçek şimdilik ne yazık ki bu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder